Eserde, Kitap‘tan ve hikmetten pek çok meselenin perdesi, her çağın insanına hitap edebilecek tazelikte kadîm sözlerle aralanmıştır. Alışılagelmiş tasavvuf literatüründen farklı bir tarzda, Hakîkat-i Muhammediyye‘nin de üstünde bir hakikate ve sırra sahibiyet ile söylenmiş zâtî sözler ihtiva eden kitapta, bugüne kadar rastlamadığımız yepyeni terimler ve ifadeler kullanılmıştır. Örneğin, Pençe-i Âl-i Abâ‘nın Allah olduğu; bu sözlerin sahibinin Kur’ân’a tâbi olmayıp, vahyeden makamından konuştuğu; sözlerinin kelâm-ı nefsî yani Allah’ın kelâmı olduğu; “Vücûdem çünki mevcûdem” ifadesinde olduğu gibi, vahdet-i vücûd hakkındaki marjinal sözleri bunlardan sadece birkaçıdır.
Hazret-i Süreyyâ her ne kadar bir Kâdirî şeyhi olsa da, inanan ve inanmayan herkesin kendi gönlünde bir yeri olduğunu, herkesin hâmisi ve şeyhi olduğunu, insan kalbinin mâneviyattaki kıymetini beyân ederek, Hazret-i Pîr Abdülkadir Geylânî’den bugüne dek, Kâdirîlik’te benzeri görülmemiş bir zât ile bizleri karşı karşıya bırakmaktadır. Bu zâtın nutukları ise, dinin, velînin, âşığın veya mâşuğun sözleri olmayıp, dinin geldiği Akl-ı Küll‘ün, Velâyet Nûru‘nun ve Aşk‘ın sözleri olarak arz-ı endâm etmektedir.
Yazarı: Ahmed Süreyyâ el-Kâdirî
Yayına Hazırlayan: Kahraman Özkök
Revak Kitabevi: 16
Kâdirîlik Serisi: 1
Ebatları: 13.5×19.5 cm
Sayfa Sayısı: 224
Sert Kapak
1. Baskı: Haziran 2013
2. Baskı: Haziran 2019
ISBN: 978-605-63329-5-1